Önce DinimiZ
  İRŞAD
 

 
 İrşad, da'vet ve tebliğ kelimelerini birlikte değerlendirmek gerekir. Davete konu olma açısından insanlık, ümmet-i davet ve ümmet-i icabet olmak üzere ikiye ayrılır. Ümmet-i icabet kavramı Hz. Peygamberimiz'in davetini tanıyıp ona bağlanmış olanlar hakkında kullanılır. Ümmet-i davet ise henüz İslamla müşerref olmamış kimseler hakkında kullanılan bir kavramdır. Davet ve tebliğ ise ümmet-i davete yapılan çağrılar hakkında kullanılır. Davet, İslamî gerçeklere çağrıdır. Tebliğ, Allah'ın emirlerini Allah'ın kullarına duyurmaktır. Tebliğ yapan kişiye mübelliğ denilir. Nitekim Kur'an'daki: "Sana düşen sadece tebliğdir," (Âlü İmran, 3/20) "Rabbının yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır (davet et)!" (en-Nahl,16/125) ayetleri bu anlamları teyid etmektedir. Kur'an'da rüşd ve reşed kalıplarında kullanılan irşad ise dünyevî ve uhrevî istikamet vermek, yol göstermek anlamınadır. Bu itibarla irşadın muhatabı müminler, davetin muhatabı genellikle müslüman olmayan topluluk ve kişiler, tebliğin muhatabı ise hem müminler, hem de mümin olmayanlardır. Mübelliğ, insanlara dünya ve ahırete yönelik yanlışlıklarını tamir ve tashih imkanı sağlar. Sûfilerin yaptığı hizmet daha çok irşad faaliyeti olarak adlandırılır. Sofiler irşad hizmetinin yanısıra bazan gayr-ı müslim topluluklarda tebliğ görevi de üstlenirler. Bunlardan başka İslam toplumlarında kötülüğün yayılmasını önlemek, hayrın yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla "hisbe" adı verilen emr bilma'rüf ve nehy anilmünker görevi yapan bir teşkilat daha vardır. Bu teşkilat devletin kontrolündeki polis örgütü niteliğindedir. Tebliğ, davet ve irşad, farz-ı kifaye hükmündedir.
 

 

 
 
 
 

Copyright © 2008 WwW.OnceDinimiZ.Tr.gg  Tüm Hakları Saklıdır.


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol